29 Ekim 2007 Pazartesi

Cinli bayan soforler...

Farkinda olmadan burada 3 ayi devirmisim bile. Burada cok konusulan baska bir olayi paylasmak istiyorum sizinle. Amerika'da Cinli bayan soforler baya unlu. Bu arada Ali hocanin Turkiye'deki bayan soforlerin kullandigi arabalara "soforsuz" diye tanimladigini alinti yapayim. Ki herhalde Ali hoca buradaki Cinli bayan soforleri gorse ne derdi bilemem. Arkadaslarla muhabbet esnasinda Ali Fuat beni cok koparan bir olay anlatti.

Gecenlerde kirmizi isiktan dolayi arkadasi kavsakta bekliyormus. Arkadan gelip bir araba carpmis. Adamcagiz dumur olmus tabiki "lan isikta bekliyorum kim carpti bana" diye kendinden gecirirken kisa bir sure gercek aciga cikmis. Kendisine carpanin Cinli bir bayan sofor oldugu ortaya cikmis. Megersem hatun frene basmayi unutmus. Sonrada kendisine gelip "sorry" demis...

Yorumu size birakiyorum :)))

Bu olayi Ali Fuat baska bir Cinli bayan soforun kavsaktan donmeye calisirkenki halini izledigimiz sirada anlatmisti. Amerika'daki yollarin ne kadar genis oldugunu duymussunuzdur. Kadin kavsaktan saga donerken kendine ayrilan iki seridi kacirip az daha karsi seritteki bizim arabaya carpacakti. Abi koskoca iki seridi sola donerken sen nasil kacirirsin yaw???

25 Ekim 2007 Perşembe

Helloween

Eveeet hafta sonu cadilar bayrami var. Bende Polonyali ogrencileri toplulugu tarafindan bir partiye davet edildim. Ama kucuk bir sorunum var kostum bulmam gerekiyor:))) Aslinda aklimda muthis kostum projeleri var ama malesef arabam olmadigi projemi hayata geciremeyecegim. Mecburen bizim kampuste satilan sacma sapan bir kostum almam gerekiyor.


Polonyali ogrenciler ne alaka diyecek olursaniz benim bunlarla ilginc bir tanismam oldu. Bu elemanlarin 7 Ekim gunu Amerika'daki tum Polonyalilarin yuruyusleri varmis. New York'ta da 5th Avenue trafige kapatilacakti. Neyse sirf New York'a gitmek icin Ilke, Eda ve Fransiz elemanla yuruyuse ismimizi yazdirdik. Cunku gidis-donus Polonya konsoloslugu tarafindan finanse edilecekti. Tabii New York'a indigimizle grubu satmamiz bir oldu. Gerci elemanlar yuruyuse katilmanin zorunlu olmagini soylemislerdi. Bizde buna siginarak butun gun sehri gezip alis-veris yaptik. Aksamleyinde yerde duran bir polonya bayragini kapip otobuse bindik...
Aslinda ne yalan soyliyeyim Ilke, Eda ve Fransiz elemani satip bende yuruse katilacaktim ama hoslandigim hatun bana hic ilgi gostermedi, hatta sallamadi bile. Tipik erkek davranisi gostererek yelkan acip baska kiyilara yol almaya basladik. Sonradan kizin lezbiyen oldugunu hatta baska bir hatunla evli oldugunu ogrendim. Sonucta her zamanki gibi "nasil olsa dunyada 2.5 milyar daha kiz var fakat benim hoslanacagim tipten olup, genc olan ve mumkunse bekar olan 300 milyon kiz vardir" (bu soz beni oldukca rahatlatiyor) diyerek rutin islere geri dondum.


Niye bu kadar kiz icin israr ediyorsun sorusunu yonelten arkadaslara yasadigimiz sehri gormelerini tavsiye ederim. Bir sekilde zaman gecirmenin tek yolu var...

22 Ekim 2007 Pazartesi

Fotokopi makinesi

Bugun "Computational Complexity" dersin hocasi bize daha basilmamis olan kitabin ucuncu parcasini fotokopi cektirip verecekti. Fakat derslerde uyursam anlasilmasin diye arka taraflara oturdugum icin bana kagitlar gelmedi.

Neyse ders sonunda hocaya bize kitap parcasi kalmadi diye gittim adam beni takip edin diye bolumun fotokopi odasina goturdu. kagitlari koyup hadi bana eyvallah diyip tuydu. Derken birde ne goreyim bizim akilli fotokopi makinemiz fotokopileri hem cekiyor hem uc kisiye verilmek uzere ayiriyor hemde birde ustune zimbaliyor. Ve zimbayida saglam olsun diye kagida 45 derece olacak sekilde zimbaliyor.

Tabii islem bittikten bir sure ben olayi "nasi yani" diye anlamayip bir sure zimbali kagitlara baktim, tabii zimbali kagitlarda bana...

Amerika'da tez yazmak

Burada hergun cok komik olaylar oluyor, gercekten cok egleniyorum. Bugun Psikoloji bolumunden master tezini daha yeni yazan fakat hala burokratik islerle ugrasan Saime ile konustuk.

Saime master tezini yazip bitirmis, jurisine girmis ve imzalari toplamayi 1 ayda ancak bitirdikten sonra tezinin iki kopyasini bizim universitenin "Graduate Center (lisansustu ogrencileriyle ilgilenen ogrenci isleri birimi)" a goturmus. Oradaki sekreter kadin tezin kagidini almis isiga dogru tutmus ve "bu tezin kagitlari "Cotton(pamuk)" icermiyor" demis. "Nasil yani" deyip Saime kisa bir sure kadinin suratina bakmis.

Sekreter kadin: "Yonetmeliklerde de yaziyor. Tezlerdeki kagitlarin en az %25 pamuk icermesi gerekiyor. Fakat seninkinde pamuk yok. Bu nedenle kabul edemeyiz. Tekrar print alip imzalari alman gerekiyor demis."

Saime ise "ya imzalari cok zor topladim bari onun oldugu kagit kalsin digerlerini pamuk iceren kagida bastirayim" desede sekreter kadin olmaz demis.

Saime tezin oldugu kagidi kabul ettirmek icin ugrasiyor (Graduate Center'daki mudurlerle gorusuyordu) hala ama son durumdan hala haberim yok...

Kayip ilani

He he,

Bugun cok trajikomik bir e-mail geldi. Yorum yapmadan aktariyorum.

Iki gun once 1.70 boylarinda sarisin "mavi bornozlu" bir kiz kaybolmus. Kizin eyalet disina kacirilmasi durumundan dolayi olayi FBI devralmis. Mavi bornozlu kizi gorurseniz hemen kampus polisine bildirin diye universite e-mail listesine bir e-mail attilar. Kizi iki gun onceki aksamdan dolayi kimse gormemis.

Dun e-maili aldigimdan beri gule gule sictim.

Doktora'nin zorluklari

Bugun benim hoca ile bulustuk. Toplanti oncesi cikan "kucuk kriz" disinda toplanti fena gecmedi. Efendim, iki hafta once yaptigimiz ilk toplantiya uc dakika gecikip saat 15.33'de (Amerikalilar 3.33 pm diyorlar) gelmistim. Adam ben odaya girdigimde saatine bakip toplanti basinda bana hafif bir sevimsizlik goruntusu vermisti. Neyse gecen hafta resmen kasip saat 15.25'te gittim. Bu sefer kapisindan girdigimde "Ben e-mail yaziyordum 5 dakika erken gelmissin ama neyse gel iceri" dedi. Ok dedik... Demekki bu herife saat 15.26-15.30 arasi gitmek gerekiyor.

Gelelim bu haftayaaa. Ben tam 15.24 gibi bizim IT Engineering binasina girdiiim. Saat 15:26 ila 15:30 arasinda hocanin ofisine yetismek icin acilen gelen "sicma krizine" tuvalete gidip hayatiminda rekor surede (50 saniye) sicmak zorunda kalip ellerimide hemen yikayip saat 15:29'da hocanin odasinda oldum.


Haftalik calismalarimizda hocaya rapor vermem gerekiyor. Rapor verecegim saatler neyseki mesai saatlerinden olusuyor. Yani en azindan simdilik. Mesela iki odev oldugu zamanlar haftanin 3 gununu derslere ayirdigimi odev olmadigi zamanlar haftanin iki gunumu derslere ayirdigimi varsayiyoruz. Saat bazinda hesap yaptirtmaya baslamak icin kendisini calismalar disinda gormemeye oldukca ozen gosteriyorum. Geriye kalan zamanlarda hash funtions calisiyorum. Gelecek yila kadar bir design patlatmaya calisacagiz.

Amerika tam bir kasi$ ulkesi. Gecen sene binbir sabirla ancak 4.5 ayda tamamlayabildigim ve Eylul ile Ocak ayi arasi zamanimin icine eden ayni zamanda bele$e gittigim italya tatiliminde icine eden bu basvuru surecinden sonra doktoraya gelince isimin hicte kolay olmadigini ogrendim. Oncelikle gelecek yil girecegim doktora yeterlilik sinavindan once bir suru undergrad CS dersini ogrenmem gerekiyor. Ki ben daha loop, array ve function kullanarak programlar yazabilen biri olarak bu dersleri cozup sonra alacagim grad derslerine hakim olmam mucize gibi geliyor.

"Ama benim CS altyapim yok ben matematikciydim" diye soyleyince bana ilk basta gordugumde profesor sandigim karizmatik ama resmi sekreterimiz su cevabi suratima yapistirdi "Sizin buraya gelmeden belli bir bilgiye sahip olmaniz gerekiyor yoksa sizi secilmezdiniz" Hocaya soyledigimde kendisi aksamlari "leisure time" da bu eksiklikleri kapatmaya cok firsatim olacagini dusunuyor. Benim bu eksiklikleri kapatabilecegim icin beni sectigini soyleyip bana gaz vermeye tesebbus ettikten sonra bolumun web-sayfasinda hangi eksiklikleri kapatmam gerektigini yazdigini soyledi.

Yetenekli kuaforumuz...

Bende gecen gun sac kestirmeye gittim malesef...

BEN:

Bende gecen gun universitenin kuaforune gittim. Isin ilginc tarafi kizlarinkinide erkeklerinkinide tek bir teyze kesiyor. Erkekler icin tarife aynen soyle: Degisik bir model isterseniz $20 fakat standart sac kesimi isterseniz $14. Bu arada sunuda belirteyim kadin bana iki gun onceden randevu vermisti. Beni tam 25 dakika bekletti. Neyse sonra teyzeyle tanistik kadinin masallah elinden cok cenesi calisiyor. Bana "cocuk yapip, buyutmemi, ev almami ve doktoradan sonra ise girmemi onerdi". Bu anlattigim size kadinla muhabbetimizin kalitesi hakkinda size bir fikir vermistir herhalde. Ama ne yapacan elimiz mahkum. Fakat sonra sasirtici bir gelisme oldu. Cenesinden cok eli calisan teyzemiz benim sacimi tam 13 dakidada bitiriverdi. Kadin aynayi uzatinca "herhalde cenesiyle sac kesme gibi bir durum olsa benim saci 2-3 dakikada bitecekti" diye kendimce salak bir fantezi kurdum. Fakat aynayi uzatinca bakmamla "Tavuk gotu" gibi bir model gormem bir oldu...

"Sacini yikayayimmi?" dedi. Sac yikama ucreti $6 dan kacmak icin yok randevum var gec kalacam yalanini uydurup, bahsisde vermemek icin beni gec aldigi icin trip yapar izlenimini uyandirip sivistim oradan.

Amerika'da kiz olmak

Amerika'da yasayan kizlar icin en buyuk problemlerden biri sac bakimi olsa gerek. Bugunku dedikodu seansimizda burada en az bir yil yasayan arkadaslar "kuafor" lerdeki deneyimlerini paylastilar. Her ikisininde ortak tarafi kuaforlerinden farkli model istemeleri. Bildiginiz uzere buradaki kuaforler cok beceriklidirler.

NILUFER:
Kuaforu (daha dogrusu sac kesen sahis SKS desem daha dogru olacak) hispanikmis. Bilmeyenler icin soyleyeyim Amerika'da Guney Amerika kokenli insanlara Hispanik diyorlar. Kizcagiz kuaforunden saclarinin arka tarafini kat kat yapmasini istemis. Hispanik kuaforude usturayi almis ve kizin ensenindeki saclari ustura ile almis. Nilufer'de napiyosun sen, kadin saci ustura ile alinirmi demis ama tabii bunu dediginde SKS coktan bir kismini almis bile. KADIN KUAFORU ve USTURA sozcuklerini duydugum ilk zaman ve mekandi. :))

MUGE:
Muge'de SKS'sinden saclarina golge yapmasini istemis. Bu arada Amerika'da golge cok pahali birsey. Ortalama bir kuaforde $150-$200 arasi tutuyor. Fakat ne oldu dersiniz Muge SKS'sinden Golge yapmasini istediginde SKS'si golge ne ben bilmiyorum bana katalogdan goster demis. Muge katalogdakini gostermis gostermesine ama saclari bittiginde bakmis ki hem bizim bildigimiz golge ile alakasi yok hemde katalogdakiyle alakasi yok. SKS'ye ne oldu bu saclarimin hali ne boyle diyince kiz biz buna golge diyoruz. Bu bolgede Golge boyle yapiliyor demis.

MUGE(farkli bir zaman):
Muge'nin soyle bir sorunu var: saclari dalgali. Neyse SKS saclarini yikama islemini bitirdikten sonra saclarini kurutayimmi demis? Muge'da sac kurutma islemi parasi olan $15 dan cimrilik etmek icin kurutma demis. Muge'da eve gelip saclarini kurutup fon cekince farketmiski saclarinin sag on kismi sol on kismindan yaklasik 10 cm daha uzun. Sonra sinirden ertesi gun kuafore yeniden gitmis bu saclarimin hali ne boyle cabuk duzelt diye.

Selamin aleykum

Bu aralar zencilerin bu aralar paso bacak ve kollarini sargili hatta bazilarinin alcili gormeye basladim. Nedeni ise yakinda NCAA (Amerikan kolejlerarasi basketbol ligi) maclarinin basliyor olmasiymis. Bu zenci kardeslerimiz hemen yaz sonrasi vucutleri soguk oldugu icin sakatlaniveriyorlarmis. Hele NBA draftlarinin yaklastigi zaman kendilerini begendirmek cin vucutlarini daha bir kasiyorlarmis. Tam Nisan-Haziran arasi maclari mutlaka seyredin diye onerdiler. Bu sargilari o zamanlar daha cok gorecegim galiba. Bu arada bizim UConn'un NCAA takimi baya basariliymis. Hatta NBA'e en fazla basketbolcu veren universiteymis. NBA'a transfer olan bir suru unlu basketbolcunun adi geciyor ama ben sadece Ray Allan'in ismini biliyorum.


Donem ortasina dogru basketbolcu zenci arkadaslarimiz sargilardan dolayi bacaklarini orttukce buradaki guzel hatunlar bacaklarini ve vucutlarinin diger kisimlarini daha da bir acmaya basladilar. Havalar sogumasina ragmen hala 15-20 cm mini sortlar (bacaklarda "solaryumlu" sekilde bronz), goguslerin ise %20-40 arasi bir oranda gosterecek sekilde giyilmis tight body... Tabi bu bahsettigim %20-40 arasi gorunen gogus orani sadece on profilden boyle. Pilot kameradan bakarsaniz her zaman daha fazlasini gormeniz mumkun. :))) Fakat bu hatunlarin cogunun ortak ozellikleri salak olmasi. Cogunun Paris Hilton hastasi. Herhalde ne demek istedigimi anladiniz. Ben bulabilirsem daha "entellektuel" hatunlar ariyorum.

Bu kadar kotumser olmamin nedeni bu hatunlarin karsisina cikan erkeklerden

1.) Yabanci olunca
2.) PhD ogrencisi olunca

"LOSER" gozuyle bakiyor. Aslinda PhD olayina Amerikalilarin cogu gereksiz gozuyle bakiyor. Amerikalilar paraci insanlar oldugu icin PhD onlarin gozune son derece gereksiz geliyor. Heriflerin hususu "TIME IS EQUAL TO MONEY" diye laflari var. Genellikle undergrad bittikten sonra cogu ise giriyor. Burada mali konular gercekten cok karmasik bir suru bunlar kurum ve herkesin yapmasi gereken bir suru sorumluluk. Vergi odemeleri, Credit Raporlarini duzenli olarak takip etme, kredi kartlari, saglik sigortasi, vergi beyannamelerinde bulunma....

Abi yani sirf Bank of America'nin 30 cesit hesap cesidi ve 400'den fazla kredi karti cesidi var. Ayrica bankaci teyzelerimiz bizler rahat edelim diye bankaya girdigimizde kahve ikramlarini eksik etmiyorlar ama bankanin kestigi fee leri ogrenince ictigim kahve "aci turk kahvesine" donmuyo degil. Buraya geldigim ilk iki hafta gazdan "burada yasayacaksam bunlarin hepsini bilmem lazim" diye ilk sirf iki hafta bunlari (vergi odemeleri, Credit Raporlarini duzenli olarak takip etme, kredi kartlari, saglik sigortasi, vergi beyannamelerinde bulunma, bankalar, credit unionlar) ogrendim. Tahmin edersiniz ki buraya gelen her kisinin bankaya gittiginde karsilastigi temel sorunlardan biri "eee ben simdi hangi hesabi acacam ve hangi kredi kartini alacam". Bende bankaya gittigimde arsizlik edip "hangi hesaptan ve hangi kredi kartindan daha az komisyon aliyorsaniz ondan alacam" diyip $25 fee ile yirttim.

Bu arada kredi kartida almam sart cunku almazdam. Cunku

- kredi karti almazsam => kredi puanim yukselmezmis

- kredi puanim yukselmezse => bankalar bana kredi vermezmis (yada yuksek faizle veriyorlar)

- bankalar kredi vermezse => Araba alamam

- Araba alamazsam => kampusten cikamam, (alis-veris yapamam ve gezmeye gidemem)

- kampusten cikamazsam => depresyona girerim

Olayi kaptiniz herhalde.

Burada hersey para. Universite kantinlerinden bile kredi karti ile kahve bile almaniz mumkun. Birde nerede olursa olsun musteriyi memnun etme olayi manyak bir olay. Burada satin aldigin herseyi herhangi bir nedenden oturu memnun kalmadiysan iade veya degistirme yapilabiliyor. Gecenlerde satin aldigim kahve makinesinin cappucino kismi sutu iyi kopurtmedigi icin iade ettim. Hic birsey sormadan alip iade ettiler.

Musteri memnuniyeti olayindan iyice simarmaya basladim. Gecenlerde Amazon.com'un seller larin birinden aldigim kitap ile bana ulastiginda paketin kenari yitrilmis ve kosesi biraz zarar gormus. Kitapta kullanilmis falan degildi. "Ne bicim paketlemissiniz boyle" diye hafif bir cikistiktan sonra. Bana e-mail geldi. "Size yeni bir kitap daha gonderiyoruz zarar goren kitap sizde kalabilir. Ozur dileriz diye..." Elimdeki ariza kitabida ne yapacam bilmiyorum. Herhalde yine amazonda $50 falan satarim he he :))

Turkiye'deyken maasim aylik $2000 sik sik gezerim falan diye planlar yapiyordum. Tum planlarim suya dustu.

Cunku o $2000 lik paradan

1.) Amerikan hukumetine odedigim vergi
2.) Connecticut Eyaletine odedigim vergi
3.) Kaldigim yurda odedigim kira (donemlik $2700 dolar)
4.) Saglik sigortasina odedigim para
5.) Universitenin kestigi harc disindaki fee ler. Ki her boktan para kesiyorlar. Listesi (Fall 2007 donemi icin) ellerinizden oper.

Student Union Building Fee: $13.00
Grad Activity Fee: $13.00
Escrow Co-op Bkstore Deposit: $25.00
Transit Fee Storrs: $35.00
Grad Matriculation Fee: $42.00
Escrow Breakage Deposit: $50.00
Grad Infrastructure Fee: $180.00
Grad University Fee Storrs: $522.00


Iste tum bu odediklerim ve kesintiler olduktan sonra elime oldukca dusuk bir miktarda para geciyor. Bunu duyan herkes bi aptallasti. Benim gibi kimse bu kesintilerin farkinda degilmis. Ve herkes benim yaptigim gibi buraya gelirken aylik $2000 alacam sunu yaparim bunu yaparim diye hayaller kurmus.

Bu aralar akademik yuk olarak biraz rahatladim. Ama derslerden bir suru sey ogrendim. Bilhassa ODTU Bilg. Muh. Faruk Polat'tan aldigim REZIL 'Theory of Computation" dan sonra burada aldigim "Computational Complexity" baya iyi geldi. Odevlerden bizim hocanin tanimladigi "routine" ve "challenging" sorulari hepsini cozdum. Daha dogrusu ben cozdugumu zannediyorum. Adam daha odevleri okumadi bakalim gorecez.

Ello

Kampuste yaklasik 6 haftayi devirdik. Burada okul baya erken basladi, hatta tipik donem ortasi depresyonlarina girmeye basladim bile.Universite cok eglenceli. Buradaki Undergrad oglanlarin bir kismi derslere kay kayla geliyor. ABD'deki diger kampus sehirlere nazaran burada pek bisikletli yok. Universite ortami aynen "American pie" filmi gibi. New York'a 140 mil, Boston'a 84 mil uzaklikta olmama ragmen hala kampusten cikamadim. Sadece buradaki Turk arkadaslar bizi New Port ve Providence'a goturduler.

Kampuste cok guzel hatunlar var. Hepsinin ozellikgi sicaklik ne olursa olsun mini sortla gezmeleri. Hava aksamlari 10 dereceye dusmesine ragmen bu hatunlar ustlerine sweet veya mont giyip belden asagi tarafindaki kiyafetlerini aynen muhafaza ediyorlar. ODTU, Atilim ve Cankaya'dan sonra buraya gelmek "kizgin kumlardan serin sulara atlamak" gibi. UCONN sayisal bolumlerinden cok sozel bolumleriyle one cikan bir universite buranin bazi sozel bolumleri ABD'de top 5 te yer aliyor. Hatunlarin buraya dolusma nedeni bu galiba. Ha bu arada dun kantinde porno filminde izledigim hatunu gordum. Gerci ben disi partnerinin hastasiydim ama o da buralarda olabilir diye umitlenmedim degil. Bi kahve alip yakin bir masaya oturdum o sirada Amerika'li genclerde de benim download ettigim videolari daha once izledigini farkettim. Cunku normal sartlar altinda onunden baska bir yere bakmayanlar sola kafalarini cevirip bakiyor... Ama bu hatundan cok daha guzel kiz gordugum icin cokta ilgimi cekmedi.

Ben su anda yurtta kaliyorum. Odam kucuk sayilir. Tek dezavantaji odalarda banyo ve tuvalet olmamasi. Tuvelati 6 kisi kullaniyor. Ama aksam bazi saatlerde tuvalet tam bir felc. Bizim katta cinli bir oglan var. Cocuk gercekten saglam siciyor. Bir giriyor en az 20 dk. Simdi cocuk gene girdi. Cocuk tuvaletten cikincada malesef iceridei koku yarim saat sonra dagiliyor. Sadece tuvalet kokusu olsa neyse odamdaki cekmecelerimde baharat (kori kokusu daha baskin) kokuyor.

Bolum gayet iyi tabii politik bir sikinti yasamazsam. Cunku bolumde Security alaninda calisan hocalardan birisi Yunani oteki Ermeni birde benim hoca (Cin asilli Amerikali) var. Ermeni soykirimi ve Helenizm'e bulasmadan egitimime devam edecegimi umuyorum.

Buraya gelince "lifelong Travel" fantezim depresti. Dunyanin her tarafindan tanidik bulundurma cabalarimi surduruyorum. Bunun meyvesini ilk defa 17-25 kasim arasinda ABD'nin resmi tatili olan Thanksgiving'te alacagim. Cagdas'in yanina Vancouver'e ucuyorum. Ayrica burada tanistigim bir suru kisidende davet kapmayi basardim. Simdi kulagim DENIZ'in Avrupali bir koca bulup orada kalmasinda. Hazir Kanada'ya da yakinken Vancouver'den dondukten sonra Montreal Road triplere yazilip bi Kanada daha patlatacagim. Sonrada Latin Americcaaa...

Amerika'da publarda baya ilginc. Hic birinde sigara icilmiyor. Burada publar baya ucuk anlatmak zor yasamak lazim.

Burada ZALIHA icin kotu haberim var. Daha dogrusu duyar duymaz aklima ilk Zaliha gelmisti. Buranin camasir makineleri beyaz kiyafetleri yeterince temizlemiyor. Evet 35-40 dakikada yalap sap yikayip (belki sadece bizim yurt makinelerine ozgudur) cikartiveriyorlar. Ama kurutma makinelerinin hastasiyim tam 1 saatte kurutup elime veriyor. Ustelik utu yapmayada gerek kalmiyor he he.


Bu arada burada mid-termler basladi. Bomba haber asistanlar sinav gozetmenliklerine girmiyormus. En nefret ettigim olaylardan biriydi. Nasi sevindirik oldum anlatamam he he :) Bu arada bugun sinav olduk hoca sinavi birakip asagi ofisine calismaya indi. Sinavda gozetmen falan yok. Grad derslerin midtermlerinde hocalar siktir olup gidiyorlarmis.

Daha hala labdaki masama yerlesemedim. Ama lab elemanlariyla Cinli olsalarda muhabbeti kurduk. Hatta benim hocanin dedikodusunu bile yapmaya basladik he he. Fan bizim Zhijie hocayi gecen gun disarida sigara icerken gormus. Cok sasirmis sigara icmesini beklemiyormus. Bunu gerci ben dedikodu olarak saymiyorum... Hele bu hafta bir laba yerleseyim onlari hizaya sokarim.

Elemanlar bitkilerden sadece biraz daha canlilar. Sadece yeyip, icip, sicip birde ders calisiyorlar. Bugun Ilke'nin komsu benim odaya Smirnoff Ice getirdigimi gordu. O ne dedi. Bende Smirnoff dedim. What? dedi. Vodka dedim. Vodka? dedi. Megersem Vodka'yi daha once duymamis. Herhalde ne demek istedigimi kaptiniz.

Gozlemlerim kisaca:

Asyalilar(cinli diye ayirmiyorum cunku hepsi ayni kumas): Son derece ciddi ve caliskan. Ama genel kulturleri "0". Genel olarak ingilizceleri berbat. Fakat ABD'de dogan asyalilar baya iyi konusuyorlar.

Zenciler: Sportif, sosyal ve atletikler. Teknik bolumlerde kendilerine rastlama olasiliginiz dusuktur. Kampuste bazen bizim Uconn takiminda olan NCA basketbolculari goruyorum. Oldukca atletikler.

Beyaz Amerikalilar: Cogu salak, geriye kalan bazilari kibirli. Ama guzel kizlar var...

Iste boyle kampuste kalmis durumdayim. Acilen arabasiyla beni gezdirmesi icin bir hatun patlatmam lazim. Ama once su tarzanca ingilizcemi gelistimeye kasiyorum. Bu nedenle Turkiye'deki gibi benle sohbet etmeyi seven fakat benim hoslanmadigim hatunlardan artik kacmiyorum. Ama malesef alkol alinca cosuveriyorlar. Sonradan yapilacak is belli oradan sivismak.Burada doga gercekten mukemel. Her taraf orman. Birde sonbaharda buralar agaclar bir cok renge burundu. Tek eksigim bir hatun birde araba...

Geldim

Herkese merhaba,

Cogunuzun bildigi uzere ben cumartesi gunu New Yorka geldim. Eger ABD veya baska uzun mesafeli bir yere ucacaksaniz THY tavsiye ederim. Servis baya iyidi. Sosyeteyiz ya ucakta paso export takildim. Gelsin Smirnofflar, gitsin Fransiz saraplari... Amerikaya sarhos indim :)...

Sinirdaki guvenlikci amcalari kizdirmadan ulkeye giris yaptik. Birde ucak ici eglence sistemi var psikopat bisey. Her koltugun arkasinda LCD ekrani var orada filmler, muzikler, oyunlar, TV dizileri, haberler neler var neler. Hatta kokpit kamerasindan ucagin gectigi yerlerin ciplak videolari veya uydu fotolarindan ucagin nereden gectigini seyredebiliyorsunuz. Tek tatsiz tarafi 10 saatlik nos-stop yolculuktan sonra apronlarin hicbirinde yer kalmadigi icin bizi ucak icinde 1 saat beklettiler.

Amerika'ya gelir gelmez New Yorkta'ki baskonsolosluga pasapotun suresini uzatmaya gittim. Bildiginiz uzere konsolosluktan pasaport uzatma Turkiye'den uzatmaya gore uceri 1/6 kadar. Nitekim TR de 5 yillik uzatmaya 600 YTL bayilmak gerekirken NY da 82 dolara is bitebiliyor. Tabi firsattan istifade bizde bir bes yillik patlattik... Tabii baskonsoloslugu bir gorseniz evlere senlik. Paso askerlikten bakaya kalip bunu duzelttirmeye calisan 30-40 yasli amerikanvari yari obez erkeklerle dolu. Ulan zaten 15-20 kilo daha alsan askerlikten yirtacan...Neyse...

NY da 1-2 gun alisveris falan filan derken. Bugun Universitenin bulundugu sehre geldim. Burada yemek sorunu tam bir bas agrisi. Birde universitenin bulundugu yer Heidi'nin Alp daglarindaki yasadigi yerler gibi. Her taraf yemyesil ok de alis-veris yapacagimiz (ve yemek alacagimiz bir yer yok) Su an okul tatil oldugu icin cevredeki tum restoranlar kapali. Su an yavsayip beni 15 mil uzakliktaki Wal-Mart'a goturecek birini bekliyorum. Sansima guzel bir kiz cikarsa bi tasla iki kus vurmus olurum. Para biriktirip araba almam gerekiyo...

Amerikadayim

Gelen yogun talepler dogrultusunda patlattim bir blog. Aslinda daha once bir tane olusturmustum ama mukemmel hafizam sayesinde sifresini unuttum. Daha once sizlere e-mail ile yazdiklarimin bulursam tamamini copy-paste edecegim . En kisa zamanda yorumlarinizi bekliyorum.